20 temmuz 1945 yılında çorum ili sungurlu ilçesi tirkeş köyünde yeni adı tatlısu olan köyünde dünyaya gelmiştir.
Babası Uşşaki tarikatı şeyhi Mehmed Ali Fehmi Efendi'nin evladıdır. İlkokulu bitirdikten sonra Fehmi efendi ilim tahsil etmek için Kırıkkale’ye bağlı ayvatlı köyüne göndermiştir. Fehmi efendinin dervişleri olan Hacı Yusuf ve Hacı Şafi ağanın evinde kalarak ılgazlı hafızdan kuranı kerim ve tecvit dersi almıştır. Bilahare iskilip ilçesine gitmiş babasının dervişi olan Satı Abla ve İzzet Abi ailesinin evinde kalarak ilmini artırmak için meşhur ünlü kara vapur hafızın talebesi olup hafızlığa başlamıştır. Henüz iki sayfa okurken İstanbul’dan aldığı bir mektupla İstanbul’a gidip tahsiline orada devam etmeye karar vermiştir. Babası İstanbul uzak diye razı olmadığı için sungurludan yakınlarından yol harçlığı alıp İstanbula gitmiştir. Orada eski ismi taşlıtarla yeni adıyla Gaziosmanpaşa ilçesi dört yolda bulunan yatılı kursa kayıt olmuştur. Hocası Hacı Fahri Kığılı olup ayrıca yardımcı hocalarıyla hafızlığa devam etmiştir. Yirmi ay içerisinde hafızlığı bitirip İstanbul müftülüğünün yaptığı cemiyetle kontrolden geçip pekiyi derece ile diplomasını almıştır. bilahare İstabul’dan izinli olarak Anadoluya babasının ziyaretine gelmiş. Babası tekrar dönmesine razı olmamış ve bunun üzerine askerlik dönemine kadar yanında kalmıştır.
Kısa dönemli imamlık yapmış ve akabinde askere gitmiştir. Askerliğini Ankara’da komando paraşütcü olarak yapmış ve terhis olduktan sonra Sungurlu ilçesine yerleşmiş ve dışardan sınavlara girerek orta dereceli okulu bitirerek memur olmuştur.hayatını böyle devam ettirirken babasının şeyh olması dolayısıyla tarikat ağdabıyla haşrolunmuş olup bütün derviş cematıyla tanışmıştır. Hüsnü Gülzari ve Mehmedi Fehmi Efendi’nin kıymetli dervişi olan İbrahim İpek Efendiyi çok seviyordu. Kendisiyle abi kardeş ilişkisi halindeydi.
Nihayet İpek Efendi icazet aldı. Şeyhleri ebediyede intikal ettiği için Uşşaki tarikatı İpek Efendi’nin kendisine teslim edildi. Bir müddet sonra kendisinin ısrarlı teklifini kabul edip dervişi olup yirmi sene beraber olup ve çok himmetini almıştır. Vefatından kısa bir süre önce İstanbul’da ikamet eden Eyüp Fatih Nurullah Şağban Efendi’ye icazet verdi ve oda ebediyete intikal etti. Uşaki tarikatı Fatih Efendi’ye teslim olunmuş ve artık şeyhimiz Fatih Efendiydi.
Hiç tereddüd etmeden biat edip ve kendiside artık emekli olup istanbul’da olduğu için her zaman beraber olmuştur. Fatih Efendi’nin görev alışının yedinci senesinde maneviyatta aldığı bir emirle Hüsnü Yahya Efendi’ye icazet verip Anadoluya göndermiş ve senin icazetin umumidir. Her yerde irşat yapabilirsin diye de tavsiyede bulunmuştur. Birkaç sene sonra başka halifeler görev alınca bütün halifelerine bölge bölge görev verilmiştir. Kendiside halen sungurlu hizmet etmeye gayret ediyordur. Mevlam Utandırmasın… Bu vesileyle herkesi dualanmaya davet ediyor. Allah’ın selamı herkesin üzerine olsun…
Hüsnü Yahya Bayık
0 yorum:
Yorum Gönder